Shin'in Macerası

Konu: Shin'in Macerası Paz Haz. 01, 2008 7:15 pm

Shin calar saatin alarmiyla gozlerini acti. Aslinda buna hic gerek yoktu. Cunku butun gece dogru duzgun uyuyabilmis degildi. Yattigi yerde saatler boyunca donup durmus sabahin olmasini beklemisti. O gun Hogwarts`a baslayacaktiYillardir bekledigi bir andi bu. Sonunda evim diyebilecegi bir yer olmasi. Aslinda ailesinden kalan kisiler de cok iyilerdi. Ustelik onun mutlu olmasi icin ellerinden geleni yapiyorlardi ve cok yakin davraniyorlardi ama Shin onu yolcu edecek, mektuplar yazacak bir anne ve babasinin olmasini cok isterdi. Bunu dusununce mavi gozleri yaslarla doldu. Yoo hayir simdi olmaz simdi aglamamaliyim diye mirildandi. Baska seyler dusunmeye calisti ama yapamiyordu. Onlari aklindan bir turlu uzaklastiramiyordu. Yavasca yatagindan kalkti ve cok onceden hazirladigi valizini yanina cekti. Acip yataginin basucunda duran bir resmi, anne ve babasinin fotografi, alarak icine yerlestirdi. Baska seyler yapmanin dusuncelerini baska yona cekecegini sanmisti. Oysa simdi ne kadar yanildigini anlamisti. Cunku resme gozleri takilinca artik kendini tutamadi ve gozlerinden yaslar yavas yavas kucagina akmaya basladi. Bir yandan da durmadan hickiriyordu. Bir sure durmadan aglayarak bosalmayi bekledi. Cunku bosalmazsa butun gun boyunca acisini cekecekti. Hickiriklari yavas yavas kesilip nefes alip vermesi duzene girince durdu ve gozlerindeki yaslari kuruladi.

Odasindan cikti ve mutfaga indi. Masanin uzerinde onun icin hazirlanmis olan kahvaltiyi yemeye calisti. Ama karni toktu hic bir sey yiyecek hali de yoktu. Zorla bir kac lokma daha yiyip yerinden kalkti ve ustunu giyinmek uzere odasina cikti. Dolabini acti ve dunden hazirlamis oldugu kiyafetleri ve cuppesini giydi. Asasini da cebine koydu ve aynaya bakti. Butun gece uyuyamamaktan gozlerinin altinda morumsu cozgiler olusmustu. Agladigi icin gozlerinin etrafi da kipkirmizi olmustu ve gozleri kanlanmisti. Lisa bu goruntuye somurtkan bir ifadeyle bakti ve berbat gorunuyorum Hogwarts`a baslamak icin ne harika bir sabah diye dusundu.

Yataginin yanindan valizini kapiya kadar surukledi ve tum gece bir saga bir sola donup durmaktan bozulmus carsafini ve yatak ortusunu duzeltti. Simdi gitmek icin hazirdi. Kapiya, valizinin yanina dogru yurudu ve bir sey unutup unutmadigini gormek icin donup odasina bakti. Esyalari olmadan tamamen bos gorunuyordu ve Shin'in orada kaldigi zamana gore anormal bir sekilde duzgun ve topluydu. Yataginin yaninda calar saati duruyordu. Sihir yapmasi yasak oldugu icin sabahlari onu uyandiran mugglelara gore bir saatti. Hogwarts`a gidince ona ihtiyac duymayacagini dusundugu icin geride birakmisti. Shin ona bakarken birden yaninda duran bir parsomen oldugunu gordu. Cok okunmaktan tamamen duzlesmisti ve sararmis gorunuyordu. Shin hemen kosup onu da aldi ve bir kez daha okudu. Hogwarts`a onu davet eden mektuptu bu. Bunu okuyunca nesesi tekrar yerine gelir gibi oldu ve icinde tekrar bir heyecan dalgasi yayilmaya basladi. Belki de o kadar da kotu bir sabah degildi.

Bu sefer sabah uyandiginda oldugu gibi kalbi kut kut atiyordu kalbi valizinin yanina giderken. Ona trene binerken el sallayip veda edecek kimse yoktu. Cunku akrabalari ..... ve .........zaten Hogwarta`ta calisiyorlardi. Onlari istedigi an gorebilecekti. Bunu dusununce tekrar icinde hafif bir mutluluk duydu. Her ne kadar anne ve babasi olmus olsalarda hala onu seven tanidiklari vardi. Ellerindekilerin kiymeti bilmeliydi. Yerden valizini aldi ve agir agir surukleyerek Hogwarts`a gitmek uzere oradan ayrildi.